Kızılcahamam Belediyesi
AYRAN TAŞI
Geri
AYRAN TAŞI

Ayran Taşının bulunduğu Taşlıca Mahallesine, Akdoğan’dan ayrılan 5 km.'lik bir yol ile gidilir. Anadolu’nun İslâm-Türk ülkesi haline gelmesi için, kendisinden önce başlatılan seferlere devam eden Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarı Alâaddin Keykubat, Başköy Rum kalesini fethetmek üzere yol üzerindeki Taşlıca köyüne uğrar. Burada, yıllar önce gelip yerleşmiş kadın Erenlerden Kırmızı Ebe ve Oğlu Oruç yaşamaktadır. Kırmızı Ebe Türk askerlerini karşılar ve kendilerine ayran ikram etmek ister. Yayıkta yeni çalkadığı taze ayranı, oradaki taş oluğa döker. Bütün asker de hem ayran içmek hem de kaplarını doldurmak için sıraya geçer. Herkes ayran içip kabını doldurduğu halde, taş yalakdaki ayran hiç tükenmez. Bu olay, Kırgız Ebe’nin evliyadan olduğunun ve ona Allah (C.C.) tarafından verilmiş bir keramet olduğu kesindir. Bu arada, ayran içip kaplarını dolduran askerlerle Kırgız Ebe arasında şu diyalog yaşanır:

-Doldurun Gazilerim,

-Doldur Ana,

-Doldurun yavrularım,

-Ana, dolu,

Askerlerin ayran içtiği taş yalak (Ayran Taşı) , köyün üst başındaki, Koru’nun Önü denilen mezarlık içindedir. 2001 de türbelerin restoresi sırasında bu Ayran Taşı da kafes içine alınmış yanına da yukarıdaki olayı anlatan bir kitabe dikilmiştir. Köye ziyarete gelenler, türbe ve Gelin kayası ile beraber bu taş yalağı da görmeden gitmezler ve dilek tutarak, yanındaki bodur alıç ağacının dallarına bez bağlarlar.

 

Ayran’s Stone

The stone trough (Ayran Stone); is located in the cemetery above Taşlıca village. During the restoration of the tomb in 2001, this trough was put in a cage, and an inscription describing the above event was erected next to it. All visitors who come, do not leave without seeing the Tomb, the Bride Rock and this Stone, they make their wishes; that is why they bind cloth to the nearby branches of hawthorn tree.