Taşlıca, Ankara ilinin Kızılcahamam ilçesine bağlı bir mahalledir.
Ankara iline 75 km, Kızılcahamam ilçesine 15 km uzaklıktadır.
Taşlıca Köyü, ‘Anadolu adının ilk çıktığı yer’ olarak biliniyor. Kızılcahamam jeosit alanında bulunan, her tarafı taşlarla çevrili olan Taşlıca Köyü, kendine özgü dokusuyla dikkat çekiyor. Köyün en ilginç özelliği ise efsanelere dayanan inançların günümüzde hala devam ediyor olması.Taşlıca Köyü’nün kurucusu olarak anılan, kadın eren Kırmızı Ebe, Anadolu’ya adını veren ebe olarak biliniyor. Selçuklu Devleti hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın, Kızılcahamam’da bulunan Başköy Kalesi’ni fethettikten sonra askerleriyle birlikte Taşlıca Köyü’ne uğramasıyla Anadolu adını doğuracak efsane yaşanıyor.Fetih sonrası askerlerin Taşlıca Köyü’ne geleceğini duyan Kırmızı Ebe, ikram etmek için küçük bir kovada ayran hazırlar. Daha sonra ayranı, taş bir oluğa döker. Askerler kepçeyle ayranı mataralarına doldururken Kırmızı Ebe ile aralarında şöyle bir diyalog geçer;
-Doldurun gazilerim,
-Doldur ana,
-Doldurun yavrularım
-“Ana dolu”
Yaşanan diyalogdan sonra bu topraklar Anadolu olarak anılır; Kırmızı Ebe ‘Anadolu’ya adını veren ebe’ unvanını alır. Köyün doğu çıkışında bulunan bir tepede Kırmızı Ebe’nin türbesi bulunuyor.Askerlere ikram edilen ayranın konulduğu taş oluk ise Ayran Taşı adıyla köyün mezarlığında sergileniyor. Ayran Taşı’nın yanında hikayesini anlatan bir yazıt mevcut.Kırmızı Ebe’nin oğlu olan Oruç Gazi ise köyün en ünlü olayı olan Gelin Kayası efsanesinin en önemli ismi.Köyün batı yakasındaki mezarlıkta bulunan Oruç Gazi türbesinde, ailesine ait olduğu sanılan 3 sanduka daha var.Taşlıca Köyü’ne girdiğiniz zaman güneyde bir tepeden Gelin Kayası sizi izliyor. Uzaktan bakıldığında at üstünde duran bir gelini andıran kayanın diğer bir adı Nigar Kayası.Gelin Kayası efsanesinin yıllar öncesine dayanan klasik bir hikayesi var. İlginç olan tarafı, efsane olarak anlatılan olayın etkilerinin hala sürüyor olması.
Gelin Kayası efsanesi şu şekilde;
“Köyün güzel kızı Nigar sevdiği adamla evlenecektir. Köyde düğün kurulur. Gelenek ve göreneklere göre damat evde bekler, erkek tarafı gelini almaya gider. Nigar gelin, davul-zurna eşliğinde kafasında kırmızı pullu örtüsü ile süslenmiş bir ata bindirilir. Gelin alayı tepenin yamacına gelince karşılarına Oruç Gazi çıkar ve davul çalmayı kesin yoksa kötü bir şey olacak diye uyarıda bulunur. Kimse aldırmaz ve birden fırtına kopar. Gelin alayındaki insanlar kaçmaya çalışır ve birden herkes olduğu yerde taşa döner. Nigar gelin de atının üstünde, atı ve çeyizi ile birlikte olduğu yerde taş olur kalır.”Bu efsaneye dayanarak, köyde yıllardır ne düğünlerde ne ramazan ayında davul çalınmıyor. Kulak asmayıp davul çalanların başına bir felaket geldiğine inanılıyor.Taşlıca Köyü, tarihiyle, kültürüyle ve jeolojik yapısıyla Kızılcahamam'da mutlaka görülmesi gereken mekanlardan bir tanesi.