Salın, Ankara ilinin Kızılcahamam ilçesine bağlı bir mahalledir.
Ankara iline 103 km, Kızılcahamam ilçesine 24 km uzaklıktadır.
Salın köyü tarihine baktığımızda bizi antik çağlara kadar götürmektedir. Roma dönemine ait ören yerlerine ve izlerine rastlanılmıştır. Köyümüzde bulunan Roma dönemine ait ören yerinden çıkarılan andezit taşından aslan heykeli, roma sütunları, sütun başları, arma parçası ve birçok yapı taşı Roma döneminin izlerini taşımaktadır. “Salın” kelimesi Anadolu’da sako, saka, saku; ceket, palto, pardösü anlamına gelmektedir.Köyümüz, Anadolu’nun fethiyle birlikte yöreye Türk akınlarıyla Türklerin ilk iskân yerlerinden biri olmuştur. Ancak elimizdeki ilk resmi kayıtlar Osmanlı Devleti zamanındaki Fatih Sultan Mehmet’in hazırlattığı 1463 tarihli tahrir defteridir. Ahmet Nezih Turan’a göre; 1463 tahririne yansıyan bilgilerin, kuvvetle muhtemelen Selçuklu devrinden intikal ettiğidir. Ayrıca 1463 tarihli defterde bulunan ve I. Murad’ı ifade eden “Hüdavendigar” kaydı da I. Murad döneminde köyümüzde yerleşimin olduğunu gösterebilecek niteliktedir.1463 yılına ait kayıtlarda Ankara Sancağı “Binar İli”ne bağlı olan Salın köyü, 33 hane olup, hane başına düşen ortalama vergi 66.8 akçedir. Tımar sistemi uygulanmaktadır. Köyün adı da “Salın” olarak geçmektedir. 1530 yılında ise çubuk kazasına bağlı olan Salın köyü 62 hane, 56 mücerred, yaklaşık 366 nüfuslu yıllık vergi hasılatı 5.206 akçe ve sipahi tımarıdır. 1571 yılında ise Çubuk kazasına bağlı olan Salın köyü 245 hane ile Çubuk kazasının ikinci büyük köyü olup yıllık vergi geliri 900 akçedir. 1791 yılı Ankara kazası Şer’iyye sicillerinde de Salın köyüne rastlanılmaktadır. 1840 yılına gelindiğinde Şorba kazasına bağlanmış olan Salın köyü 35 hanedir. Köy cami haziresinde Osmanlı dönemine ait kitabeli mezarlar bulunmaktadır.
Osmanlı Devleti vergi kayıtlarında “hassa armud” adı altında Salın köyünde geçmektedir. Bu kayıtta Salın köyü 1463’te 200, 1523’te 100 ve 1571’de 397 akça armud yetiştiriciliği vergisi ödemiştir. Hassa armut olarak kaydedilen armutlar, muhtemelen ya padişah için ya da bölgedeki yönetici kesim için üretilmekteydi.
1523 ve 1571 yılı kayıtlarına ait 2 adet değirmen kaydı bulunmaktadır. Vergileri 1523 yılında 55 akçe, 1571 yılında 60 akçedir. Salın köyüne ait vakıf arazisi bulunmamaktadır.
Salın köyünden ayrılarak iki köyün müstakil köy olduğu bilinmektedir. Bunlardan ilki Belpınar’dır. Ahmet Nezihi Turan’a göre 1850’li yılardan sonra ismi belgelerde geçmekte olduğu için Belpınar’ın (İğbeller) Salın Köyünden ayrıldığıdır. Bir diğeri ise Yağcıhüseyin köyünün Salın Köyü’nün bir mahallesi iken 1914 yılında köy olduğudur.
Genel olarak Salın köyü tarihine baktığımızda ilk olarak İskender Bey memleketi olarak geçen Binarİli’ne sonra Çubuk kazasına 1523 yılında bağlanmıştır. 1571 yılında yine Çubuk’a bağlı olarak devam etmektedir. 1830 yılında ise Şorba kazasında kaydı geçmektedir.1571-1830 arası kayıtlar bulunamamaktadır.1907 tarihli Ankara Vilayeti salnamesine göre ise Şorba kazasının Yabanabad kazasına bağlanmasıyla birlikte Salın köyü de Yabanabad kazasına bağlanmıştır. 1931 yılında ise Yabanabad kazasının adı Kızılcahamam olarak değiştirilir ve köyümüzde bu tarihten itibaren Kızılcahamam’a bağlı olarak günümüzde de devam etmektedir.